Influencer olmak kolay mı?

Aslında bu yolculuğa çıkarken hikâyem, varmak istediğim noktayı bilmeden sadece keyif aldığım şeyi yaparak yani yazı yazarak, tecrübelerimi paylaşarak başladı. Amacım sadece blog tutmak, deneyimlerimi, memnun kaldıklarımı, yaşadığım tecrübelerimi, üzüntülerimi ve mutluluklarımı paylaşmaktan keyif aldığım için, birilerine ‘yalnız değilsin’ diyebilmekti. Hobimdi yazmak.

Derken, beni rahatlatan, mutlu eden bu hobim bir sektör haline geldi. Blog yazmak, deneyimlerimizi paylaşmak, markaların ürünlerini deneyimlemek ve fikirlerimizi okuyucularımıza beyan etmek tam zamanlı bir iş haline dönerken, sosyal medya ve dijital dünya bize bir isim koydu: Influencer. 

‘Etki eden, etki altında bırakan’ anlamına gelen ‘influencer’ terimine tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde burun kıvıran çok. Bazıları ise influencer olmak için can atıyor. Ama böyle bir isteğiniz varsa bilmenizi isterim ki, ne yazık ki ‘influencer’ olmak, bazı insanların size nefretlerini açık açık dile getirmesi anlamına geliyor. 

Şunu kabul ediyorum, elbette her sektörde olduğu gibi bizim yaptığımız bu işte de hiçbir alt yapısı olmadan, doğru düzgün Türkçe konuşamayan, içerik üretemeyen, sadece kendini olduğundan farklı gösteren, önem sıralamasında maddiyatı ön planda tuttuğu için yanlış, hiç kullanmayacağı veya içeriği doğru olmayan ürünleri tavsiye edenler, kendisini takip edenleri yanlış yönlendirenler elbette oldu, belki halen bunları yapmaya da devam ediyorlar. Ancak bunun yanında samimi, iyi niyetli, içerik üretebilen, gerçekten kullandığı, memnun kaldığı ürünleri tavsiye eden, güvenilir ‘influencer’ların da çok olduğunu unutmamak gerekir.

Hangi ‘influencer’ı neden takip etmeli?
Peki influencer takibinde doğruyu yanlışı birbirinden nasıl ayırt edeceğiz? Bir televizyon ünlüsünden fazla etki alanına sahip, tavsiye ettiği ürünlerin faydasını halk dilinde anlatabilen, popüler kültürün istediği tüm şartları yerine getiren, dijital dünyada, size günlük yaşamınızda alacağınız bir ürün, merak ettiğiniz bir alan, okumak istediğiniz bir kitap, ekolojik sistemde öğrenmek istediğiniz sürdürülebilirlik kaynaklı bir bilgiye ulaşmanıza vesile olan pek çok influencer arkadaşımı takip etmeyi seçmek, artık göz ardı edilemeyecek kadar büyüyen bu sistem içinde en doğrusu.

Burada izleyici, kendi öngörü ve kişisel karar mekanizmasıyla doğru, samimi ve güvenilir olanı seçmeli çünkü mevcut dijital sistemde şu kişi gerçek ve doğru bir ‘influencer’dır, falan kişi ise değildir’ demenin bir yolu yok. Bu durumda kendisi için fayda sağlayanı takip etmek tamamen sosyal medya kullanıcısının tasarrufunda. 

‘Influencer’lara yönelik nefret söylemleri
Takipçiler tarafından baktığınızda doğru influencer seçimini yapmak zor olduğu kadar biz ‘influencer’lar için nefret kusan hesaplarla baş etmek gerçekten zorlu bir süreç. Özellikle son 10 yılda dijital dünya ve sosyal medya büyürken, ne yazık ki hoşgörümüz ve saygımız azaldı. Yaşanan kolektif acılar, doğal afetler, salgınlar ve ekonomik krizler yüzünden hepimizin üzüntüleri ve kaygıları derinleşirken, ‘influencer’lığın tam da bu dönemde gelişmesi pek çok kişinin kara listeye alınmasına, dilimize artık yerleşen terimle linç yemesine, nefret söylemlerine maruz kalmasına  yol açtı. Bu süreçte ‘anti fenomen’ başlıklı sahte veya anonim, kime ait olduğu bilinmeyen , nefret kusan, kötü algı yaratan, belden aşağı vuran profiller türedi.

Tabii ki bu tür eylemler suç niteliği taşıyor. Sözel zorbalığa maruz kalan pek çok influencer’ın hukuki haklarını kullanarak dava açmalarından anlıyoruz ki, çoğu bu tür kötü niyetli yorumlara maruz kalıyor.

Bunun yanında, Instagram, Twitter ve Facebook gibi en önemli sosyal medya araçları kendi içlerinde bazı oto-denetim geliştirdi.  Nefret, ırkçılık, argo ve taciz içerek pek çok kelimeyi yazılımları içine gömerek, bu kelimeleri kullananları önce ‘ihlal’ sebebiyle uyarıyor, sonrasında ise hesap kapatma cezasına kadar ceza-i yaptırımlar uygulayabiliyorlar.

Sosyal medya uygulamalarının kendi içlerinde uyguladıkları oto sansürün yanında kullanıcılarda bazı yasaklı kelimeleri manuel olarak belirleyip, hesaplarında bu kelimelerin kullanılmasını veya kendilerini taciz eden kişilerin, profillerine erişimini engelleyebiliyor. Üstelik yeni gelen uygulama güncellemesiyle nefret söyleminde bulunana profilin sadece hesabını değil sonrasında açacağı tüm hesapları engellemek mümkün.

Artık influencer olsun olmasın kişisel kartvizitimiz haline gelen, hobilerimiz, zevklerimiz, anlık konumumuz dahil her konuda datamıza ulaşmanın mümkün olduğu sosyal medya hesaplarımızda güvenliğin çok daha önemsenmesi gerektiğinin hepimiz farkındayız ancak unutmaya yüz tuttuğumuz, saygı ve hoşgörü gibi  önemli değerlerimizi hatırlayıp, bu kurallara göre davransak belki de yazılımların sağlayamayacağı oto sansürü biz kendi kendimize uygulasak ne güzel olur değil mi?